Türkiye'de evlilikler ve boşanmalar, toplumsal yaşamın önemli bir parçasıdır ve bu süreçler, özellikle mal paylaşımı ve ziynet eşyaları gibi konularda ciddi anlaşmazlıklara yol açabilir. Yargıtay'ın son kararı, düğünde takılan takıların kime ait olacağına dair uzun süredir devam eden tartışmalara son noktayı koydu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, düğünde takılan ziynet eşyalarının kime takıldıysa ona ait olacağı yönünde emsal nitelikte bir karar aldı. Bu karar, hem hukuk çevrelerinde hem de toplumsal hayatta büyük yankı uyandırdı.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın

Yargıtay'ın Kararının Detayları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin verdiği karara göre, düğünde takılan altın ve diğer ziynet eşyaları, kime takıldıysa o kişiye ait olacak. Bu yeni içtihat, daha önceki uygulamalardan önemli bir sapma olarak değerlendiriliyor. Daha önceki Yargıtay kararlarında, düğünde takılan ziynet eşyaları, genellikle kadına ait olarak kabul ediliyordu. Ancak 2024 yılı itibarıyla Yargıtay, bu uygulamayı değiştirdi ve ziynet eşyalarının kime takıldıysa ona ait olacağına hükmetti.

Bu karar, özellikle boşanma davalarında ziynet eşyalarının paylaşımına dair süregelen anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir rehber niteliği taşıyor. Kararın emsal teşkil etmesi, benzer durumlarda mahkemelerin bu karara dayanarak hüküm vermesini sağlayacak.

Ziynet Eşyalarının Paylaşımı: Yeni Bir Dönem Başlıyor

Yargıtay'ın bu kararı, çiftler arasındaki mal paylaşımında yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Özellikle boşanma süreçlerinde sıklıkla karşılaşılan ziynet eşyası anlaşmazlıkları, bu karar sayesinde daha net bir şekilde çözüme kavuşturulabilecek.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararında, ziynet eşyalarının paylaşımında anlaşma olmadığı takdirde örf ve adetlerin dikkate alınması gerektiği belirtiliyor. Bu durum, yerel geleneklerin ve toplumun genel kabul gören uygulamalarının da göz önünde bulundurulacağı anlamına geliyor. Ancak anlaşma varsa, öncelikle bu anlaşmanın şartlarına göre hareket edilecektir. Eğer taraflar arasında bir anlaşma yoksa, ziynet eşyaları kime takıldıysa ona ait olacaktır.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın

Hukuki Yorum: Avukat Buket Nurşah Tekışık'ın Görüşleri

Hukuk dünyasında büyük yankı uyandıran bu kararı değerlendiren Avukat Buket Nurşah Tekışık, Yargıtay'ın 2023/5704 E. 2024/2402 K. sayılı ilamı ile birlikte, eski içtihadın yeniden şekillendiğini belirtiyor. Tekışık, "Yeni içtihata göre, öncelikle bakılması gereken husus, taraflar arasında anlaşma olup olmadığıdır. Anlaşma varsa ziynetler bu anlaşmaya göre değerlendirilir. Ancak anlaşma yoksa, örf ve adetlere göre, kime takı takıldıysa o kişi ziynet eşyalarının sahibi olur" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Avukat Tekışık ayrıca, ziynet eşyalarının belli bir cinsiyete özgü olması durumunda, bu cinsiyete uygunluğun dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Bu durumda, bilirkişi incelemesi gerekebilir. Bilirkişi incelemesinde, ziynet eşyasının her iki cinsiyet için de uygun olduğu tespit edilirse, takılar kime verildiyse onun sayılacaktır.

Örf ve Adetlerin Rolü

Yargıtay'ın bu kararı, yerel örf ve adetlerin hukuki süreçlerde ne denli önemli bir rol oynadığını bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye'nin farklı bölgelerinde ziynet eşyalarının düğünlerde nasıl değerlendirildiği konusunda çeşitli gelenekler bulunuyor. Bu gelenekler, boşanma süreçlerinde ve mal paylaşımı davalarında mahkemeler tarafından dikkate alınarak karar veriliyor.

Yargıtay'ın yeni kararı, bu bağlamda örf ve adetlerin hukuki değeri konusunda da önemli bir adım atmış oldu. Yerel geleneklerin ve toplumun genel kabul gören uygulamalarının, hukuk kurallarıyla nasıl uyumlu bir şekilde ele alınabileceğine dair önemli bir içtihat geliştirildi.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın

Cinsiyete Göre Ziynet Eşyalarının Değerlendirilmesi

Yargıtay'ın aldığı bu kararın en dikkat çekici yönlerinden biri, ziynet eşyalarının cinsiyete göre değerlendirilmesi gerektiğine dair vurgusu. Düğünlerde takılan ziynet eşyalarının paylaşımında, ziynet eşyasının kime takıldığının yanı sıra, cinsiyete uygunluğunun da önemli bir kriter olduğu belirtiliyor.

Bu bağlamda, eğer ziynet eşyası belirli bir cinsiyete özgü bir nitelik taşıyorsa, bu eşyaların kime ait olduğu hususunda cinsiyet uygunluğu dikkate alınacaktır. Örneğin, erkeklere özgü bir yüzük veya kadına özgü bir kolye, cinsiyet uygunluğuna göre sahibine verilecektir. Bu durum, ziynet eşyalarının sahiplik hakkı konusunda daha net bir ayrım yapılmasını sağlayacak.

Bilirkişi İncelemesinin Rolü

Yargıtay'ın bu kararında belirtilen bir diğer önemli husus, ziynet eşyalarının sahipliği konusunda tereddüt yaşanması durumunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekliliğidir. Bilirkişi incelemesi, ziynet eşyalarının hangi cinsiyet için uygun olduğunu belirlemek amacıyla yapılır. Eğer ziynet eşyası her iki cinsiyet için de uygun bulunursa, takılar kime verilmişse onun mülkiyetinde kabul edilecektir.

Bu durum, ziynet eşyalarının sahiplik hakkı konusunda adil bir değerlendirme yapılmasına olanak tanır. Bilirkişi raporları, mahkemelerin bu tür durumlarda doğru bir karar vermesine yardımcı olacaktır.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın

Düğünlerde Ziynet Eşyalarının Toplanması

Günümüzde, düğünlerde takıların gelin ve damadın üzerine takılması yerine, ortak bir kesede toplanması yaygın bir uygulama haline gelmiştir. Bu durumda, takıların hangi eşe ait olduğunun belirlenmesi daha da zorlaşabilir. Yargıtay'ın yeni kararı, bu tür durumlarda da yol gösterici niteliktedir.

Eğer takılar bir sandık, torba gibi ortak bir kesede toplanıyorsa ve hangi eşe ait olduğu belirlenemiyorsa, bu durumda cinsiyet uygunluğuna göre değerlendirme yapılacaktır. Ancak cinsiyet uygunluğu konusunda bir özellik tespit edilemiyorsa, takılar ortak kabul edilecek ve her iki eşe de ait sayılacaktır.

Yargıtay Kararının Toplumsal Yansımaları

Yargıtay'ın bu kararı, sadece hukuki açıdan değil, toplumsal açıdan da önemli sonuçlar doğuracaktır. Özellikle boşanma süreçlerinde çiftler arasında yaşanan mal paylaşımı anlaşmazlıklarında, bu kararın yol gösterici olacağı açıktır. Çiftler, evlilik süresince edindikleri ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda daha bilinçli olacak ve bu konuda daha dikkatli adımlar atacaklardır.

Bu karar aynı zamanda düğünlerde takıların nasıl değerlendirileceği konusunda da bir farkındalık yaratacaktır. Takıların kime ait olacağı konusunda önceden bir anlaşma yapılması, olası anlaşmazlıkların önüne geçebilir. Bu nedenle çiftlerin, evlilik sürecinde ziynet eşyaları konusunda açık ve net bir anlaşma yapmaları önerilir.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın

Sonuç: Yargıtay'ın Kararı Yeni Bir Dönemi Başlatıyor

Yargıtay'ın düğünde takılan takıların kime ait olacağına dair verdiği bu yeni karar, Türkiye'deki hukuk sisteminde ve toplumsal hayatta önemli bir dönüm noktasıdır. Bu karar, ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda daha net bir yol haritası sunarken, aynı zamanda toplumsal örf ve adetlerin hukuk sistemi içinde nasıl değerlendirileceğine dair de önemli bir içtihat oluşturmaktadır.

Bu blog yazısında, Yargıtay'ın bu önemli kararını detaylı bir şekilde ele aldık. Kararın hukuki ve toplumsal yansımalarını inceledik ve çiftlerin ziynet eşyaları konusunda daha bilinçli adımlar atması gerektiğine dikkat çektik. Bu karar, çiftler arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözümünde yol gösterici olacak ve daha adil bir paylaşım süreci sağlayacaktır.

Sertifika Programlarımızı İncelemek için tıklayın